22 Haziran 2016 Çarşamba

Keçiborlu Lavanta Tarlaları

Hafta sonları bir programımız yoksa kafamıza neresi eserse gidiyoruz. Daha önce Keçiborlu'da lavanta tarlaları olduğunu duymuştum. Bu hafta sonu da hadi lavanta tarlalarını görmeye gidelim dedik, köpeğimiz Tarçın'ı da aldık düştük yollara. 
Her yeri görelim diye otobandan değil arka yollardan dolaşa dolaşa gitmeyi tercih ettik. Akşehir, Eğirdir derken Isparta'ya ulaştık. Bir gece otelde kaldıktan sonra Keçiborlu'ya doğru düştük yollara.
Lavanta üretimi, tarlaları denince akla hemen Fransa'nın Provence bölgesi gelir değil mi? Bu muhteşem güzelliği görmek için oralara gitmeye hiç gerek yok. Keçiborlu ilçesindeki birkaç köy lavantacılıkla uğraşıyor. Biz Kuyucak köyündeki tarlaları gördük. Yaklaşık 3 bin hektarda lavanta yetiştiriciliği yapılıyor. Biz biraz erken gittiğimiz için lavantalar yeni açmaya başlamıştı. Lavantaların asıl açma dönemi ise Temmuz ayında başlıyor ve Ağustos ayında hasat ediliyor. Bölgede sulama olanağı olmadığından, buğday ve arpaya göre daha fazla verim veriyor, daha çok gelir getiriyor. Kuru, eğimli tarlalara uyum sağlayan bu çiçek ne budanmak istiyor ne de gübre. 15, hatta kimi zaman 25 yıl boyunca aynı kökten ürün alınabiliyor. Hem kuru çiçeği hem de yağı para ediyor. 




Lavanta'nın bölgedeki hikayesi
Bölgeyi 1971’de lavanta tarımıyla tanıştıran kişi, dönemin Robertet Gül Yağı Fabrikası ortağı Zeki Konur. Fransa’dan melez lavanta olarak adlandırılan Lavandula intermedia türüne ait Super çeşidini ithal eder Konur. Fidanları fabrikasındaki ustabaşı Veli Ergin’e verir. Ergin, Aydoğmuş köyünde toplam büyüklüğü 15 dekar olan iki tarlasını lavanta bahçesi yapar. Çiçekler Robertatet’te damıtılır. Ergin’in başarısı lavanta tarımının bölgeye hızla yayılmasını sağlar. Özellikle Kuyucak’ta büyük gelişme gösterir. Bu iki köyü Kuşçular, Çukurören ve Özbahçe köyleri takip eder. Böylece yörede lavanta dikim alanları 40 yılda 15 dekardan 2500 dekara ulaşır. Bugün Kuyucak köyünde tarım arazilerinin yüzde 75’i lavantayla kaplı.
Lavantalar haziranda tomurcuklanıp temmuz başında çiçeklenmeye başlıyor. Temmuz ortasından ağustos ortasına kadar biçiliyor. İlk hasat kuru çiçekte kullanılırken, yağ üretimi için geç biçim yapılıyor. 
Eğer yağı çıkarılacaksa, lavanta biçimden sonra hemen damıtıma gönderiliyor. Kuru çiçek yapılacaksa, demetlenip asarak ya da temiz zemine serilerek kurutuluyor. Bir haftada işlem tamamlanıyor. Güneşte kalanlar koku ve rengini kaybedince pazar değeri düşüyor. 
Kuyucak'a nasıl gidilir
Kuyucak, E-24 Antalya-Afyon karayolundaki Keçiborlu kavşağından 12 kilometre uzaklıkta. Isparta Köy Garajı’ndan günde dört kez Senir kasabasına otobüs kalkıyor. Kuyucak, Süleyman Demirel Havalimanı’na da çok yakın. Köy ve çevresinde konaklama tesisi bulunmuyor. Isparta merkezi, Keçiborlu, Eğirdir en yakın seçenekler.






Biz yolda durmuş tarlaların fotoğrafını çekerken yanımızda bir araba durdu. İçinden yaşlı bir teyze, amca ve oğulları indi. Köyün üst taraflarında daha büyük tarlaların olduğunu söyleyerek görmeye götürelim sizi dediler. Tarlaya gittiğimizde Burdur gölünün manzarasıyla beraber gerçekten de harika fotoğraflar çektik sayelerinde. Yaptığımız sohbette bal da ürettiklerini öğrendik ve muhteşem ballarından aldık. Ailenin babası Zühtü Özcan emekli olduktan sonra Lavanta yetiştiriciliğine başlamış. Daha sonra da balcılığı eklemiş işlerinin arasına. Oğlu Fatih Özcan ise babasına yardımcı oluyor işlerinde.
Lavanta bitkilerine hastalık ve zararlılar musallat olmadığından ilaçlama yapılmıyor. Bu sayede üretilen balda ilaç kalıntısı bulunmuyor. Bir bakıma organik bal üretiliyor. 
Daha sonra bizi evlerine davet ettiler ve Türk insanının ne kadar içten ve misafirperver olduğunu bir kez daha göstermiş oldular. Bu hafta sonu mutlulukla hatırlayacağımız bir gezi yaptık anlayacağınız. 
Bal ve diğer ürünlerden almak isteyenlere www.fatihlavantabali.com adresine göz atmalarını öneririm. Gerçekten de uzun zamandır bu kadar leziz bir bal yememiştim.
Ülkemiz açısından güzel bir tanıtım olması gereken bu tarlaları duyuramamak ise büyük bir kayıp bence. İnsanlar akın akın Fransa'ya giderken bu manzaraları görmek için bizim elimizde olanı değerlendirmeyi beceremememiz çok yazık. Ayrıca devletin üretime verdiği komik sayılacak destek de içler acısı. Umarım gelecek zamanlarda daha çok kıymetini biliriz bu tip yerlerin.
Klasik gezilerden sıkıldıysanız, Lavantaların muhteşem rengi ve kokusu içinde huzur bulmak istiyorsanız 1 Temmuzda Lavanta festivali, Ağustos başında da lavanta hasatını kaçırmayın bence.

Ayrıntılı gezi fotoğraflarıma ana sayfada bulunan instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.
Bu yazıyı daha çok fotoğrafla yeni sitemde okumak isterseniz tıklayın

Hiç yorum yok: